Bir eşin ölümü halinde, iki ayrı tasfiye gündeme gelebilir. Biri miras hukukuna göre, yasal atanmış mirasçılar arasında terekenin paylaştırılması, diğer ise aile hukukuna göre, mal rejiminin tasfiyesi davasıdır.
Ancak, sağ kalan eşin miras payının belirlenmesinden ÖNCE eşlerin edinilmiş malları için ÖNCELİKLİ OLARAK MAL REJİMİ TASFİYESİNİN YAPILMASI gerekmektedir.
Böylece önce eşlerin katılma alacağı hakları belirlenecek ve bundan sonra ölen eşin tüm malvarlığı üzerinde onun mirasçıları ile sağ kalan eş arasında miras paylaşımı yapılabilecektir.
Zira katılma alacağı, terekenin borcu olarak kabul edilir ve mirasın paylaşımından mahsup edilmesi gerekir. Her iki davanın görüleceği mahkemeler farklıdır. Mirasın paylaşımında Sulh Hukuk Mahkemeleri, mal rejiminin tasfiyesinde ise Aile Mahkemeleri görevlidir.
Mal rejimi ölümle sona erdiğinde tasfiyeye konu malların değerleri tasfiye anına göre belirlenir. (TMK. m. 232, 235/1) Yani karar tarihine yakın bir tarihteki değerleri esas alınacaktır.
Bakırköy Avukat Güçlü Şan
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 15.02.2016 tarihli 2016/381 E., 2016/1760 K. sayılı kararında "Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, nafaka ve nafakan...
3. Hukuk Dairesi 2013/230 E. , 2013/1586 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :AİLE MAHK...
Eşimden şiddet görüyorum. Devlet beni korur mu? 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca; A) Yaşadığınız yerde...